Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi

Çalışma Saatleri : Pazartesi - Cuma - 11:00 - 16:00
İletişim : 0212 266 07 42

Liposuction-Yağ Aldırma

Liposuction
Liposuction “lipos=yağ” ve “suction=emmek” sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur ve “vakumla yağ emmek” anlamına gelmektedir. Vakumlu bir pompaya bağlı özel tasarlanmış kanüller aracılığıyla vücudun çeşitli bölgelerinden yağ emme tekniğidir. Kanüller kullanılarak yapılan liposuction yaklaşık çeyrek asırdır uygulanmaktadır. “Liposhaping, lipoplasty, liposculpture, suction assisted body contouring, suction lipectomy, liposhifting” gibi çeşitli adlarla anılan tekniklerin temelinde liposuction ve alınan yağın gerekli yerlere yeniden enjekte etme yatar. Aslında, tüm yapılan işlemlerde amaç, vücudun çizgilerini değiştirmektir. Hemen tüm bu işlemler temelde liposuction tekniğine dayanır.
Birçok teknik kullanılarak yağ emme işlemi gerçekleştirilebilmektedir. Kuru teknik, ıslak teknik, şişirme (tümesan) tekniği, ultrason yardımlı liposuction (UAL), Power-Assisted Liposuction (PAL) tekniği bunların arasında sayılabilir.
1.    Tümesan Teknik (Şişirme Tekniği)
Tümesan teknikte çok miktarda serum, bir miktar anestezik ilaç ve adrenalin ve bazen bikarbonat ile karıştırılarak liposuction yapılacak alanlara enjekte edilir. Bu sayede enjeksiyon yapılan alanlarda uyuşma sağlanır. Bu teknikte genellikle genel anestezi kullanılmasının gerekmediği iddia edilse de, bol miktarda sıvının cilt altına verilmesi hastada rahatsızlık ve ağrıya neden olabilir. Bu nedenle hastalar, enjeksiyon sırasında geçici olarak uyutulabilirler. Tekniğin ameliyat sonrası dönemde hastanın ağrısını oldukça azalttığı ve 16 saat kadar daha anestezinin etkisinin sürdüğü iddia edilmektedir.
İşlemde kullanılan bütün kanül tipleri, liposuction yapılacak olan yağ dokusunda delikler açarken hem yağ dokusunu emer, hem de geçtiği alanda çevredeki yağ hücrelerini tahrip eder. Bu nedenle, gereğinden fazla liposuctiondan kaçınılmalıdır, aksi taktirde çökmeler oluşabilir.
2.    Ultrasonik Liposuction
Ultrason yardımlı liposuction son yıllarda popüler olmuş bir tekniktir. Birçok uzman ultrason yardımlı liposuctiona, normal liposuctiona bir alternatif olarak tek başına değil, özellikle sert alanlarda faydalı ve tedavi sırasında harcanan gücü azaltan yardımcı bir yöntem olarak bakmaktadır. Bazıları ise ultrasonik teknik kullanmanın daha düzgün bir vücut çizgisi oluşturmada yararlı olduğunu düşünmektedir. Ancak bazı sakıncalarının olması ultrason yardımlı liposuction’ın yaygınlaşmasını önlemiştir.
3.    Lazer Yardımlı Liposuction
Lazerlipoliz daha çok tümesan liposuction ile birlikte kullanılmaktadır.  Genellikle küçük alanlarda, vakumla emme işlemi yapmadan yağ dokusunu eritmek için kullanılmaktadır. Cihaz istenen alanda 12 dakika kadar tutulduktan sonra çok küçük kesiler yapılarak eriyen yağ dışarı alınır. Eriyen yağ dokusu küçük miktarlarda olduğundan sorunsuz olarak vücut tarafından uzaklaştırılabilmektedir.  Cihaz ısı üretmediği için yanıklara neden olmamaktadır.
4.    Yüzeysel Liposuction:
Yüzeysel liposuction son 10–15 yıldır uygulanmakta olan bir tekniktir. Derin tabakalardaki yağ dokusunun yanında cildin hemen altından yağ emme esastır. Böylece deri sarkması ihtimali olan kişilerde daha sıkı bir cilt elde edilebilmektedir. Ancak cildin hemen altında olan travmanın deriyi besleyen kan damarlarını tahrip ederek daha kötü iyileşmeye yol açabileceği de akılda tutulmalıdır. Ciltte renk değişiklikleri de oluşabilecek bir sorundur. Ancak yüz ve boyunda yoğun damar ağı nedeniyle yüzeysel liposuction çok daha güvenle uygulanabilir.
İnce kanüller yardımıyla, yüzeydeki yağ dokusunun alınması ve deri altında oluşturulan düşük miktarda tahriş yardımıyla; deride çekme ve dolayısıyla daha gergin bir yüzey sağlayabilen bu işlem, gerçekten de deri fazlasını düzeltip, sellülit için belli bir oranda düzelme sağlayabilir. Bu tekniğin teorik olarak işe yaramasına rağmen, bazı olumsuz sonuçları da doğurabileceğini bilmek gerekir. Bu konuda yeterince deneyimli olmayan kişilerce yapıldığında istenmeyen sonuçlarla yüzleşmeniz kaçınılmaz hale gelebilir. Bölgesel kalıcı deri hasarları, kalıcı renk değişimi, yüzeysel damarlamada artış ve hatta o bölge derisinin canlılığını kaybetmesi olasıdır.
Temel olarak vücudun hemen her bölgesine uygulanabilen liposuction, bayanlarda en sık karın, kalça ve uyluklar ve diz bölgelerine; erkeklerde ise en sık bel ve karın bölgeleri ile meme bölgelerine uygulanmaktadır. Ayrıca kol, ayak bilekleri, boyun ve ense, yüz liposuction uygulanan alanlardır.
Liposuction halk arasında bilinenin aksine, esas amacı kilo vermek olan kişiler için ideal bir teknik değildir. Ancak buna rağmen diyet ve egzersiz yöntemlerine yardımcı olmak üzere zaman zaman kilo vermek isteyen hastalarda da uygulanabilmektedir. Liposuction temel olarak ideal kiloda veya ideal kiloya yakın kişilerde, egzersizle ve diğer yöntemlerle verilmesi pek mümkün olmayan bölgelerdeki estetik olmayan yağ kitlelerinin uzaklaştırılması için kullanılmaktadır. Temel olarak her yaşta uygulanabilse de yağ dokusunun uzaklaştırılması sonucu altı boşalmış olan derinin eski gerginliğini elde edebilmesi için yeterince elastik olması gereklidir. Aksi takdirde cilt sarkmaları olabilir ve bu sarkan derinin ek yöntemlerle alınması gerekebilir.
Liposuction yaptıracak olan kişinin öncelikle genel sağlık durumunun iyi olması gereklidir. Çünkü işlem rasgele muayenehanelerde ve polikliniklerde yapılabilecek basit bir işlem değil; aksine ciddi bir cerrahi işlemdir.
Liposuctionda temel olarak genel anestezi kullanılsa da küçük alanlar için lokal anestezi kullanılabilir.
KİMLER LİPOSUCTİON İÇİN UYGUN DEĞİLDİR
•    Bağ dokusu hastalıkları
•    Kan pıhtılaşmasında sorunlar ve kanama bozuklukları
•    Lupus
•    Şeker hastalığı
•    Kalp-akciğer hastalığı, yüksek tansiyon
•    Depresyon
•    Aşırı şişmanlık
•    Yara iyileşmesinde sorunlar
•    Son 6 ay içinde Roaccutane® kullanan hastalar
•    Sigara
•    Alkolizm ve ilaç bağımlılığı
•    Hamilelik

Kişinin sağlıklı olması aranan ilk koşuldur. Dolayısıyla, kişinin tıbbi geçmişi ve sahip olduğu hastalıklar hassasiyetle sorgulanmalıdır. Sistemik bir hastalık durumunda ise, hastanın doktoru ve ameliyatta bulunacak olan anesteziyoloji uzmanıyla görüşülerek, işlemin yapılabilirliği ve alınacak önlemler kararlaştırılmalıdır. Kan pıhtılaşmasını etkileyen ilaçlar örneğin aspirin, işlemden en az iki hafta önce kesilmelidir, aksi takdirde aşırı kan kaybı, kan toplanması ve aşırı morarma olabilir. Bunların bir kısmı geçici olsa da kan toplanması, yani hematom oluşumu, istenmeyen neticelere, düzensizliklere sebep olabilir. Bir takım bitkisel ürünler de kanama eğilimi yapabilir. Böyle bir durumda hastanın hekimine danışması ve bu maddelerin kullanımını kesmesi gerekmektedir. Bazı önemli hastalıklar vardır ki bu durumlarda kullanılan pıhtı önleyici ilaçlar kesilemez. Böyle bir durumda liposuction yapılmaması gerekir.
Genellikle vücuttaki yağ hücre sayısının ergenlik çağından sonra hemen hemen sabit bir sayıda kaldığı düşünülmektedir ve yağ hücre sayısının fazla olduğu alanlarda biriken yağın diyet ve egzersize dirençli olduğu iddia edilmektedir. Erişkinde kilo artışı genellikle yeni hücrelerin oluşmasıyla değil, var olan hücrelerin büyümesiyle gerçekleşir.
Yağ hücresi liposuction ile emilerek uzaklaştığında söz konusu hücre tamamen yok olmuştur. Ancak kalan hücrelerin de diyete dikkat edilmediği takdirde yağ depolayarak büyümeleri söz konusu olabilir; hatta eskisinden daha fazla kitle oluşturmaları mümkündür. Bu nedenle liposuction ameliyatlarından sonra egzersiz ve dengeli beslenme çok önemlidir.
Elastikiyeti iyi bir cilt çok önemlidir. Ancak yaş tek başına etkili bir faktör değildir. 16-80 yaş arasındaki pek çok kişinin liposuctiondan fayda göreceği düşünülse de, 18 yaşın altında metabolik dengenin tam olarak olgunlaşmadığı ve hastanın vücut ölçülerinin sabitlenmediği için bu ameliyat, 18 yaşından önce yapılmamalıdır. Çok ileri yaşlarda ise liposuction faydalı olsa bile, deneyimlerimiz genellikle ek işlemlerle cilt dokusu fazlalığının alınması gerektiğini göstermektedir.
Ameliyat Öncesi:
İşlem öncesi yağlanma bölgeleri ve yapısı incelenir, elde edilen sonuçla ilgili ayrıntılar konuşulur. İşlemden önce kilo vermek yararlı olacaksa bu konuda size bilgi verilir, ayrıca deri elastikiyeti yeterli değilse işlem öncesi LPG uygulanması yararlı olabilir. Hastanın geçmişindeki önemli rahatsızlıklar ve sürekli kullandığı ilaçlar varsa mutlaka doktora bildiriniz. Gerekli bilgiler ve iyileşme süreciyle ilgili ayrıntılar konuşulduktan sonra işlem yapılmadan önce 10 gün süreyle aspirin alınmamalıdır. Bitkisel çaylar, E vitamini ve koenzim Q gibi kan sulandırıcı ajanlardan kaçınılmalıdır.  İşlem öncesi bir süre aç olunmalıdır. Süre ile ilgili olarak size bilgi verilecektir
İşlem genel anestezi, sedasyon ve lokal anestezi veya sadece lokal anestezi ile yapılır. İşlem günü veya bir gece öncesinde duş alınmalıdır.  İşlemden önce çalışılacak alanların belirlendiği çizimler yapılır ve kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlayan bazı ilaçlar kullanılır.
Ameliyat:
İşlem sırasında yağ alınacak bölgelere özel bir sıvı enjekte edilir. Bu sıvı ameliyat bölgesinin uyuşmasını, kanama miktarının azalmasını ve bunlara bağlı olarak yağın daha kolay alınmasını sağlar. İşlem ince metal tüpler ve vakum oluşturmak amacıyla kullanılan şırıngalar veya emici motor ile yapılır. İşlem süresi uygulama bölgesi ve alınacak yağ miktarına göre değişir.
İşlem bittiği zaman vücudunuza özel bir korse giydirilir. Bunun amacı kapalı bir alanda gerçekleştirilen işlemin kaçınılmaz bir şekilde oluşturacağı şişliği sınırlamak ve işlem sonrası kişinin daha rahat hareket etmesini sağlamaktır.
Ameliyat Sonrası:
Yağ alınan bölgelerden işlemden sonra yaklaşık 12-24 saat süren sızıntıların oluşması beklenen bir durumdur. Bu sızıntılar giderek azalır ve bir süre sonra tamamen kaybolur. İşlemden sonraki ilk 48 saat işlem bolgelerinde ve vucudun genelinde sıvı toplanması (ödem) oluşur. 2 gün içinde giderek artan bu durum 3. günden itibaren azalmaya başlar. Bu nedenle ilk 2 günü istirahat ederek geçirmek yararlıdır.  Özellikle ilk gün olmak üzere bir kaç gün süre ile halsizlik ve yorgunluk hissi doğaldır. Sıvı alımına özen gösterilerek bu şikayetler azaltılabilir. Sıvı alımında amaçlanan günde ortalama 2 lt. elektrolit içeren (tuz, şeker -şeker ve tansiyon hastalığınız yoksa-) değişik sıvılar alınmasıdır.
İşlemden sonra, özellikle ilk hafta tartıda kilo azalması beklenmemelidir. Vücutta oluşan şişlik ve verilen sıvılara bağlı olarak, tartıldığınızda kilonuz işlem öncesindeki kadar, hatta daha da fazla olabilir.
İşlem sırasında ve sonrasında enfeksiyona karşı önlem olarak antibiyotik kullanılmaktadır. Vakumla yağ alınması çok ağrılı bir işlem olmamakla birlikte kişinin ağrı eşiğine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Çoğunlukla ağır spordan sonra rastlanan ağrılara benzemektedir. İlk günlerde fazla olmakla birlikte ilerleyen günlerde azalır. İşlem sonrası, şikayetleri azaltmak amacıyla, ağrı kesici ilaç kullanmanız önerilir. Ağrıya karşı uygulanacak bir diğer yol, sizi rahatsız eden bölgelere 10-15 dk. süreyle soğuk uygulamasıdır. Bu işlem eldiven içine yada torbalara buz konularak operasyon bölgelerine bir havlu yardımıyla yapılabilir. Buz deriye doğrudan temas etmemelidir.
İşlem sonrası 3. günden itibaren üzerinizde korse ile dolaşmanızda ve günlük işlerinizi kendinizi fazla yormadan yapmanızda bir sakınca yoktur.  Üzerinizde korse ile duş yapmanıza 2. günden sonra izin verilir. Daha sonra korse, saç kurutma makinesinin ılık ayarıyla kurutulmalıdır. Korsenin ilk hafta hiç çıkarılmadan giyilmesinde yarar vardır. Korsenin ağ kısmı çıkarılmadan tuvalete girilecek şekilde planlanmıştır. İlk haftadan sonra korse gece çıkarılıp gündüz giyilmek şartıyla 5 hafta daha kullanılmalıdır.
İşlemden bir hafta sonra egzersizlere başlamak ve uzun yürüyüşler yapmak oldukça yararlıdır İzleyen günlerde ve haftalarda giderek daha ağır sporlara izin verilir. İşlemden sonra 6 hafta süreyle sauna, solaryum, buhar banyosu ve güneş banyosu yapmak sakıncalıdır. Bunlar iyileşmekte olan dokuların şişmesine yol açarlar.
Genellikle işlemden sonra dokudaki şişliklerin geçmesi ve vücudun formunu alması 6 haftadan sonradır. Bu dönem diyet ve egzersizle değerlendirilecek olursa elde edilen sonuç daha iyi olur.  Deri elastikiyetiniz iyi değilse, işlemden sonra LPG uygulaması, ultrasound ve el masajı gibi yöntemlerden yararlanmak gerekebilir.

Liposuction işleminin riskleri:
Her cerrahi girişim belirli oranda risk içermektedir. Bir kişinin cerrahi girişimi seçmesinde temel faktör risk ve yarar kıyaslamasına dayanmaktadır. Hastaların çoğu bu komplikasyonları yaşamasa da riskleri, komplikasyonları ve sonuçları anlamanız açısından her birini plastik cerrahınızla tartışmanız gerekir.

Erken Dönem:
Kanama: sıvı enjeksiyonu ve ince kanül kullanılmana bağlı olarak giderek azalmıştır. İlk 24 saat içinde görülen ve doğal olan sızıntıları kanama ile karıştırmamak gerekir.
Enfeksiyon: Son derece nadir rastlanır. İşlem sonrası antibiyotik kullanımı ve hijyen kurallarına uyulması bu riski azaltır. Belli bir bölgede hassasiyetin artması, ısı ve sıcaklık artışı enfeksiyon bulguları olabilir. Bu durumda doktorunuzu aramalısınız.
Aşırı morluk ve şişlikler: Uygulama yapılan bölgede bir miktar morluk ve şişlik olması doğaldır. Aşırı morluklar korsenin yanlış kullanılması, alınan bazı ilaçlar, kişinin kanama eğilimine bağlı olabilir. Ameliyattan sonra oluşan şişlikler 1-3 ay içerisinde oldukça azalır ve 6-12 ay sonunda nihai sonuç elde edilir. Oluşan morluklar kişiden kişiye değişmekle beraber birkaç hafta içinde hemen tüm hastalarda morluklar geçer.
Seroma: Liposuction işlemi uygulanan alanlarda sıvı birikebilir. Bu sıvıyı boşaltmak için ek tedaviler ve cerrahi gerekebilir.
İşlem bölgesindeki doğrudan uyuşma: Liposuction sonrası ciltte geçici his kaybı olabilir. Azalmış veya tam his kaybı çok nadir görülebilir ve tamamen düzelmeyebilir.
Büyük miktarda sulandırılmış lokal anestezikler ve epinefrinin yağ birikintilerine ameliyat sırasında enjekte edilmesi sıvı yüklenmesine neden olabilir veya bu ilaçlara karşı sistemik reaksiyon gelişebilir. Hastaneye yatmayı da gerektirecek tedavi yöntemlerinin uygulanması gerekebilir.
Nadir olarak liposuction çok sayıda ve geniş alanlara bir defada uygulandığı zaman ciddi travmaya yol açabilir. Ciddi komplikasyonlar nadir olarak görülse de enfeksiyon ve çok fazla sıvı kaybı hayatı tehdit edebilecek durumlara yol açabilir. Böyle bir durumda ek tedavi uygulamak gerebilir.
Karın bölgesine yapılan liposuctionlarda, karın içi organların delinmesi nadir de olsa çok ciddi bir komplikasyondur.
Allerjik reaksiyon: Nadir olarak flaster, sütür materyali ve topikal preparatlara karşı lokal reaksiyonlar bildirilmiştir. Cerrahi sırasında kullanılan ilaçlara karşı gelişen sistemik reaksiyonlar daha ciddidir. Allerjik reaksiyonlar ek tedavi gerektirir.

Geç Dönem:
Düzensizlikler: Özellikle deri elastikiyetinin iyi olmadığı durumlarda karşılaşılabilen yer yer girintiler ve çıkıntılardır. Ameliyat sonrası erken dönemde daha sık görülürler, şişlikler azaldıkça bunlar da azalırlar ancak kalıcı olabilirler ve düzeltilmeleri için ilk ameliyattan sonra 6. aya kadar beklenmelidir.
Genellikle iyi yara iyileşmesi beklenmesine rağmen, cilt ve derin dokularda anormal nedbeler oluşabilir. Bu nedbeler etraf dokulardan farklı renge sahiptir. Tedavilerinde cerrahi dahil ek tedaviler kullanılabilir.
İşlem öncesinde; deri gevşek ve sarkıksa vakumla yağ alınması yeterli olmaz. Deriyi geren cerrahi işlemlerin eklenmesi gerekebilir. Eğer, bu önerilmesine rağmen kişi ek cerrahi girişimi kabul etmemişse, vakumla yağ alınan bölgelerde sarkmalar ve deri bolluğunun yol açtığı sorunlar olabilir. Bu durumda ya tek başına yağ alınması uygulanmamalı, liposuction ile aynı anda veya sonrasında germe operasyonları eklenmelidir.
Çok yüzeysel yapılan vakumla yağ alma işlemlerinde, deride bazı kalıcı renk değişiklikleri karşımıza çıkabilir. Bu durum özellikle aynı bölgeye birden çok vakumla yağ alınması işlemi uygulandığında gerçekleşir.
Anestezi: Hem lokal hem de genel anestezi risk içerir. Anestezi ve sedasyonun komplikasyon ve hatta hayatı tehdit etme olasılığı vardır.
1.    Akciğerlerinizde küçük alanlarda kapanma görülebilir. Bu durum, akciğer enfeksiyonu riskini artırır. Antibiyotik kullanımı ve solunum fizyoterapisi gerekebilir.
2.    Bacaklarda kan pıhtılaşması sonucu şişme ve ağrı olabilir. Bu pıhtılar nadiren bulunduğu yerden ayrılıp kan dolaşımıyla akciğerlerinize gidip ölüme varan sonuçlara neden olabilir. Yağ embolisi sendromu, yağ damlacıklarının akciğerlere kaçması ile gerçekleşir. Bu çok nadir ama hayati tehlikesi olan bir komplikasyondur. Bu durumda hasta yatırılarak ek tedavi uygulanmalıdır.
3.    İşlem sırasında kalp krizi/felç, hatta ölüm görülebilir.
4.    Şişman hastalarda ve/veya sigara içenlerde yara yeri ve solunum yolları enfeksiyonları, kalp ve akciğer sorunları ve damar içi pıhtılaşma görülebilir.
Tatminkâr olmayan sonuç: Cerrahi sonuç sizi tatmin etmeyebilir. Sonucu iyileştirmek için ek cerrahi girişim gerekebilir.
Alternatif Tedavi:
Alternatif yaklaşım yağ birikiminin olduğu bölgeleri tedavi etmemektir. Diyet ve egzersiz bütün vücut yağını azaltmak için etkilidir. Bazı hastalarda liposuction işlemine ek olarak deri ve yağ dokusunun fazlalığı direkt olarak çıkarılabilir.